Al Anbat – Nimet AlHurra
İnsanın toplumda farklı alanlara girmesinin gerekliğine olan inancının yanı sıra başkalarının hastalıklarını iyileştirmede yardımcı olmak tıp eğitimi alan Türk öğrenci Afife Özkal Müslüman Türklerin benzersiz bir fotoğrafını yansıtıyor. Henüz 22 yaşında olan Afife bu doktorluk mesleğini boş bir amaç için seçmedi. Aksine kendisi Afrika ve Suriye’den göç eden mülteciler başta olmak üzere yardıma ihtiyacı olanlara yardım ederek hayalini gerçekleştirmek istiyor, ülkesindeki 5 milyon Suriyeli mülteciye yardım etmek istiyor. Afife Arapça öğrenmeye başladı ve kendisini bu dilin dünyasına taşıyan kapı olması için Ürdün’ü seçti. Afife başka ülkelerin kültürlerini, gelenek göreneklerini ve ailelerini tanımak için seyahat etme tutkusu olduğunu belirtti. Ürdün’deki kurslardan birisinde Arapça öğrenmek için yaklaşık bir buçuk ay önce Ürdün’e geldiğini çünkü Arapçanın sadece Arapların değil, yeryüzündeki her müslümanın dili olduğunu kabul ettiğini söyledi. Ayrıca kendisi aile dostu olan bir Ürdünlü bir aile ile kalıyor, onları da kendi ailesi gibi kabul ettiğini ve kendisini ailesinden ayrılmamış gibi hissettiğini söyledi. Arapça öğrenmedeki ilk amacı Kur’an’ı anlamak. İstanbul Gençlik Meclisi’nin “Do Something For Kids” projesi kapsamında Türkiye’de bulunan Suriyeli çocukların matematik eğitimi verirken Arapça’nın önemini bir kez daha anlamış. Afife Kudüs’ü ziyareti sırasında camide Cuma hutbesini anlamadığında hüzünlendiğini ve birçok Arap arkadaş edindiğini söyledi. Afife Ürdün’de sadece turistik mekanları araştırmadı bunun yanı sıra Ürdün halkının yiyecek içecek, giyecek ve aile ortamındaki gelenek göreneklerini de araştırdı. Çünkü kendisi başkalarını hissetmenin onlara yakınlaşmanın turistik mekanları ziyaretle değil onları yakından tanımakla gerçekleşeceğini düşünüyor. Ürdün’ü çok sevdiğini ve buranın güzellik yönünden olsun başkalarıyla münasebetler bakımından olsun diğer ülkelerden iyi yönleri olduğunu söyledi. Afife Araplar ve Müslümanların özellikle de Filistin meselesi ve Kudüs yanındaki tutumundan dolayı Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a olan sevgi ve saygıyı duyuyor. Burada ayrıca iki ülke arasında ortak adetler olduğunu ve damak tatlarının da benzediğini söyledi. Afife Türkiye’ye güzel hatıralarla ve Salt, Madaba, Petra ve Akabe gibi turistik mekanların güzelliğiyle döneceğini sözlerine ekledi. Al Anbat’ın Afife’yle röportajı saatler sürdü ve farklı konular konuşuldu. Afife’nin Kur’an-ı okumaya ve anlamaya karşı büyük tutkusu olduğu Arapçanın her Müslümanın dili olması gerektiği inancı var. Türkiye, özellikle ekonomik alanda büyük adımlar atan ve ülkesini ileriye götüren Başkan Erdoğan’la güzel günler yaşıyor. Kendisi ayrıca Yeryüzü Doktorlar’ına gönüllüsü ve insani yardım kuruluşu İHH ile Arakan müslümanlarına, Bangladeş’e gitti. Gelecekte dünyayı gezmek, ülkesindeki ve farklı ülkelerdeki insanlara yardım etmek istiyor